Gönen Kaplıcaları: Tarihçesi ve Değeri
Gönen’de iskânın tarihi başlangıcı kaplıca suyuna dayanır. Öykü şöyledir:
Büyük İskender bundan 2350 yıl kadar önce Pers İmparatoru III. Darius’e karşı Granikos
Çayı (Biga Çayı) kenarında yaptığı
savaş kazanır. Büyük İskender savaş
sonrası Persler‘in kontrolündeki Kyzikos’u (halen Erdek’in Belkıs Mahallesi)
da almak üzere ordusu ile Batı’ya
doğru ilerlerken Gönen mevkiine gelindiğinde
burada bulunan kaynak sıcak sudan askerlerin faydalanması için geçici bir kamp
yeri kurulur. Gönen’de ilk iskân böylece başlar. Bu seçime
elbette ki, 80 derecenin üzerinde
sıcaklıktaki su soğutmak için hemen yanda ender bir oluşum olarak çay suyunun
bulunması neden olmuştur. Böylece kaynar su çaydan kanal açılmak sureti ile kolayca soğutularak yıkanma amaçlı olarak hemen
kullanılabilmiştir.
Bu tarihsel anlatı yaygın bir öykü şeklinde çok bilinmekle birlikte konuyu
bunun ötesinde arkeoloji ve tarihe dayalı somut belgeli kanıtlar
açısından ele alan bilimsel araştırma mevcut değildir. Öte yandan İlkçağ için bu suyun termal amaçlı
kullanıma yönelik olabilecek elde hiçbir somut kanıt bulunmamasına karşın Ortaçağ için geçerli olabilecek tek somut
arkeolojik kanıt olarak ise Bizans Dönemi’nden arta kalmış bir kiliseye
ait olduğu düşünülen bir zemin kalıntısı
verilebilir.
Arkeolojik yönden önemli bir
değere sahip olan bu kalıntı 1960’ların hemen başında kentin Kaynar diye bilinen tarihi termal yapısının yıkılarak
yerine modern Park Otel yapılırken hafriyat Üstlenicisi İbrahim Özcan ekibince tesadüfen
bulunmuştur. Kalıntı zemin mozaiği kültürel-arkeolojik bir varlık olarak
korunmak üzere dönemin Kaymakamı Hüseyin Öğütçen tarafından Gönen için yegâne müze mahiyeti ile tescil ettirilerek bugüne dek gelmiştir.
Ancak geçmişe yönelik kanıt olabilecek bir gerçek varsa o da Gönen’in termal sularının eşsiz
özelliği konusunda tarihin derinliklerinden beri kesintisiz olarak süregelen kolektif kent hafızasıdır.
Bu bağlamda konu ele alındığında mevcut olarak altı tesisi bulunan Kaplıcaların ilk yapısı olduğu
düşünülen Kapalı Hamam Gönenliler tarafından kadimden beri
bilinir. Ondan sonra inşa edilmiş olup halen mevcut olmayan yapılar Kaynar ve 1936’da yapılan eski Yeşil
Oteldir. Şimdiki Hamamın yanı
sıra mevcut olan termal yapılarsa inşa sırasına göre Derman (1951), Park (1962), Yıldız (1972), Güneş (1997) ve yeni Yeşil otelleridir
Öte yandan Gönen yöresinin
yer kabuğu yapısındaki tektonik hareketlerin
bir ürünü olan yeraltı sıcak suları
termal ve madeni karakteri bakımından eşsiz sayılabilecek özellikler sunduğundan
bugün olduğu kadar tarihsel demografik
çevrede de daima dikkati çeken bir etki yaratmıştır. Bu kapsamda Ekşidere’deki Dağ Ilıcası’ndan (şimdilerde olmamakla birlikte önceleri Gönen Merkez’dekinden farklı olarak
üstü açık bir havuz şeklinde kullanıldığından kaplıca yerine böyle adlandırılmıştır) diğer bir doğal termal su
kullanım yeri olarak değinilmeden geçilmesi gerekir.
Konu bu yönü ile ele alındığında kaplıca suyunun özelliklerini anlamaya
yönelik girişimlerden de söz etmek gerekecektir.
Gönen Kaplıca suyunun ilk
tahlili 15 Kanun-u evvel 1929'da Fehmi Rıza ve Cevat Tahsin tarafından yapılmıştır. Diğer bir tahlil ise Kimyager Arnaki Efendi tarafından 15 Şubat 1930'da yapılmıştır(*).
Gönen Kaplıcası hakkında ilk
esaslı araştırma Belediye Başkanı Hüseyin Tümer zamanında yaptırılmıştır.
İstanbul’dan davet edilen üç
kimyager "Gülnihal"
vapuruyla Bandırma üzerinden Gönen'e gelmişlerdir. Dr. M. Kamil, Kimyager Mustafa Nevzat
ve Kimyager Hulki beylerden meydana gelen heyet, kaplıcalar hakkında ayrıntılı
bir çalışma yapmışlardır. Uzun bir dönem Yeşil
Otel ile hizmet eden termal tesislere daha sonra Derman Otel eklenerek yükselen talebe cevap verilmiştir.
Sırası ile Yeşil ve Derman’dan sonra üçüncü otel olan Park Otel'in inşası ile birlikte, Kaplıca sularının fiziki ve kimyasal karakteri ile tıbbi yönden kontrol ve
araştırmalarına yönelik olarak İ.Ü. Tıp Fakültesi ile beş yıllık bir
anlaşma yapılır. Bu anlaşmaya göre kaplıcanın bütün tıbbi sorumluluğu Prof. Dr. Orhan Yenal ve ekibine verilir. 1979 yılı 28 Nisan ve 1 Mayıs tarihleri arasında Gönen Kaplıcaları'nda büyük bir panel
düzenlenir. "Lokomotor Sistem ve
Değişik Hastalıklarda Kaplıca Tedavisi" konulu bu panelde Gönen Kaplıcaları hakkında sekiz tebliğ
sunulur. Sunulan tebliğlerde kaplıca suyunun özellikleri ve tedavisinde yararlı
olduğu hastalıklar ayrıntılı olarak belirtilir.
İstanbul Tıp Fakültesi
Hidroklimatoloji Kürsüsü'nün Gönen
Kaplıca suyu tıbbi değerlendirilmesi
şöyledir: Çok sıcak olan Gönen kaplıca suları karışık, acı maden suları grubuna girer. İki gramın üstünde total mineralizasyon ihtiva etmekte
olduğu belirtilmiştir. Ayrıca içme ve banyo olmak üzere tıbbi olarak iki tarzda
kullanım önerilmektedir (**).
_______________
(**)Bilhassa içme tarzı kullanıldığı zaman karaciğer ve safra yollarıyla
böbreğin fonksiyonel bazı teşevvüşlerinde kayda değer bir etki göstereceğini
tahmin ettirir. Banyo tarzında
kullanıldığında romatizmal sendromlar, kırık sekelleri, ameliyat sonrası
devreleri de dâhil olmak üzere lokomotor sistemin ağrı ve hareket güçlüğü ile
müterafık hastalıkları, ağrılı ve iltihaplı kadın hastalıklan, kalın
bağırsakların ağrılı spastik iltihapları, bu meyanda zikredilebilir. Keza bu
sularda kanda birikmiş olan yağ cisimciklerinin temizlendiği normal hudutlara
döndürdüğü, kanın heparin yapılmışçasına sulanıp iri parçalı yağ
cisimciklerinden temizlenerek hareket kabiliyetinin arttığı görülür. Şu halde
kürler, damar sertliğinin kan bulgularının tashihinde, buna bağlı nörolojik ve
vasküler komplikasyon sekellerinin tedavisinde ve koruyucu tababet nokta-i
nazarında orta yaşlılarda bu komplikasyonları önlemek için değerlendirilebilir.