8 Şubat 2015 Pazar

Avcılıkta Güney Marmara ve Gönen’in Yeri (Mustafa Özcan, 9 Şubat 2015)

Avcılıkta Güney Marmara ve Gönen’in Yeri

Avcılık insanoğlunun geçmişinde yaşamını sürdürebilmesi için yürüttüğü en eski iki etkinlikten genellikle erkekler tarafından yapılanıdır. Avcılığın, onun ilk aracı olduğu kabul edilen el baltası kadar eskiye dayandığı varsayılırsa, homo habilis diye adlandırılan ilk alet kullanıcısı bir insan türü tarafından iki milyon yıldan daha eski bir zaman öncesinde başlatılmış olduğu söylenebilir.  

Diğer en başta gelen yaşamsal etkinliğinse genelde kadınlarca yapıldığı düşünülen toplayıcılık olduğu antropoloji biliminin temel bir önermesidir. Avcılık gibi yaşamsal-geçimsel bir etkinlik olan toplayıcılık araç kullanmayı gerektirmemesinden dolayıdır ki avcılıktan daha eskiye dayanan bir uğraştır. Bu bakımdan toplayıcılığın primatlar ile başladığı bilindiğine göre bu durumda insan türlerinin hepsinde gelişmiş düzeyde bir toplayıcılık etkinliğinin varlığından da söz edilebilir.

Avcılığın antropolojik bakış ile bu genel tanıtımının ardından tarihsel boyutuna geçilirse Afrika kökenli olan bu yaşamsal etkinliğin oradan çıkışla dünya coğrafyasında ilk olarak Ortadoğu’ya geçmiş olabileceğini rahatça söyleyebiliriz. Ortadoğu coğrafyasında ise, bölgede özellikle dağ yüzey şekli ve iklimine sahip olması nedeni ile avcılık bölgesi olarak Anadolu’nun bu etkinlik için son derece elverişli bir durum sunduğu bilinmektedir. İstanbul Yarımurgaz Paleolitik Mağarasında fosilleşmiş olarak bulunan pek çok çeşit vahşi hayvan kemiğinin bunun için bir kanıt olduğu açıktır.

Tarımın başlaması ile ortaya çıkan Neolitik devrim ve bunun genel bir sonucu olan kırsal yerleşimin ilk örneklerini veren Anadolu topraklarında avcılığın da tüm yoğunluğu ile tarih sahnesinde yer etmeye devam ettiğini söylemek yanlış bir değerlendirme olmaz.

Öte yandan türlerine göre avcılıkta en verimli olan ortamlar arandığında balıkçılığın yavaş akan akarsular ve derin kıyılı denizlerde, kuş avcılığının sığ sulu sulak alanlarda, kara hayvanı avcılığının ise florası zengin dağ-ova geçişlerinde yapılmasının gerekli olduğu görülür.

Tüm bu avlanma türleri ve özellikleri topluca kedinde barındırması yönü ile bir avlanma bölgesi arandığındaysa Güney Marmara’nın bunun için eşsiz bir konum sunduğunu anlamak zor değildir. Ve hemen görülür ki, bu bölge gerçektende tarihin çeşitli dönemlerinde her tür avcılık ve balıkçılık için ideal bir alan olarak ilgi çekmiştir. Bandırma’nın palamutçuluğu, artık tarih olmuş Biga Yeniçiftlik’in yılanbalıkçılığı ile Tahirova’nın yaban ördekçiliği ve Kapıdağ’ın yaban domuzculuğu ünü bilinen avcılık çeşitleri olarak ilk akla hemen gelenlerdendir.


Gönen’in kara hayvanı avcılığı bakımından ünü tarihin en eski dönemlerine kadar uzanır. Bizans İmparatorları bölgeyi hem termal su kürleri yönü, hem de avlanma alanı olarak benimseyip kullanmışlardır, Bu durum Osmanlı döneminde de sürmüştür. Cumhuriyet döneminde ise artık giderekten azalmış olan yaban yaşamını korumak için Avcılık ve Atıcılık Kulübü Dernekleri kurulması yurt çapında teşvik edilmiştir. Bu kapsamda da 1946’yılında Gönen’de de kurulmuş olan dernek ile yöredeki avlanma ve silah bulundurma konusu bir bakıma denetim altına alınarak faaliyet düzenli bir hale getirilmek istenmiştir.


Gönen'in kurtuluşu (6 Eylül) günü; 1950'lerde Avcılar Kulübü mensupları tarafından Karaman Kahvesi önünde çektirilmiş resimdir.

Mustafa Özcan (9 Şubat 2015)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder