29 Kasım 2015 Pazar

Gönen Kaplıcaları: Tarihçesi ve Değeri (Mustafa Özcan, 29 Kasım 2015)


Gönen Kaplıcaları: Tarihçesi ve Değeri
  
Gönen’de iskânın tarihi başlangıcı kaplıca suyuna dayanır. Öykü şöyledir:

Büyük İskender bundan 2350 yıl kadar önce Pers İmparatoru III. Darius’e karşı Granikos Çayı (Biga Çayı) kenarında yaptığı savaş kazanır. Büyük İskender savaş sonrası Persler‘in kontrolündeki Kyzikos’u (halen Erdek’in Belkıs Mahallesi) da almak üzere ordusu ile Batı’ya doğru ilerlerken Gönen mevkiine gelindiğinde burada bulunan kaynak sıcak sudan askerlerin faydalanması için geçici bir kamp yeri kurulur. Gönen’de ilk iskân böylece başlar. Bu seçime elbette ki, 80 derecenin üzerinde sıcaklıktaki su soğutmak için hemen yanda ender bir oluşum olarak çay suyunun bulunması neden olmuştur. Böylece kaynar su çaydan kanal açılmak sureti ile kolayca soğutularak yıkanma amaçlı olarak hemen kullanılabilmiştir.  

Bu tarihsel anlatı yaygın bir öykü şeklinde çok bilinmekle birlikte konuyu bunun ötesinde arkeoloji ve tarihe dayalı somut belgeli kanıtlar açısından ele alan bilimsel araştırma mevcut değildir. Öte yandan İlkçağ için bu suyun termal amaçlı kullanıma yönelik olabilecek elde hiçbir somut kanıt bulunmamasına karşın Ortaçağ için geçerli olabilecek tek somut arkeolojik kanıt olarak ise Bizans Dönemi’nden arta kalmış bir kiliseye ait olduğu düşünülen bir zemin kalıntısı verilebilir.

Arkeolojik yönden önemli bir değere sahip olan bu kalıntı 1960’ların hemen başında kentin Kaynar diye bilinen tarihi termal yapısının yıkılarak yerine modern Park Otel yapılırken hafriyat Üstlenicisi İbrahim Özcan ekibince tesadüfen bulunmuştur. Kalıntı zemin mozaiği kültürel-arkeolojik bir varlık olarak korunmak üzere dönemin Kaymakamı Hüseyin Öğütçen tarafından Gönen için yegâne müze mahiyeti ile tescil ettirilerek bugüne dek gelmiştir.

Ancak geçmişe yönelik kanıt olabilecek bir gerçek varsa o da Gönen’in termal sularının eşsiz özelliği konusunda tarihin derinliklerinden beri kesintisiz olarak süregelen kolektif kent hafızasıdır.

Bu bağlamda konu ele alındığında mevcut olarak altı tesisi bulunan Kaplıcaların ilk yapısı olduğu düşünülen Kapalı Hamam Gönenliler tarafından kadimden beri bilinir. Ondan sonra inşa edilmiş olup halen mevcut olmayan yapılar Kaynar ve 1936’da yapılan eski Yeşil Oteldir. Şimdiki Hamamın yanı sıra mevcut olan termal yapılarsa inşa sırasına göre Derman (1951), Park (1962), Yıldız (1972), Güneş (1997) ve yeni Yeşil otelleridir
Öte yandan Gönen yöresinin yer kabuğu yapısındaki tektonik hareketlerin bir ürünü olan yeraltı sıcak suları termal ve madeni karakteri bakımından eşsiz sayılabilecek özellikler sunduğundan bugün olduğu kadar tarihsel demografik çevrede de daima dikkati çeken bir etki yaratmıştır. Bu kapsamda Ekşidere’deki Dağ Ilıcası’ndan (şimdilerde olmamakla birlikte önceleri Gönen Merkez’dekinden farklı olarak üstü açık bir havuz şeklinde kullanıldığından kaplıca yerine böyle adlandırılmıştır) diğer bir doğal termal su kullanım yeri olarak değinilmeden geçilmesi gerekir.

Konu bu yönü ile ele alındığında kaplıca suyunun özelliklerini anlamaya yönelik girişimlerden de söz etmek gerekecektir.
Gönen Kaplıca suyunun ilk tahlili 15 Kanun-u evvel 1929'da Fehmi Rıza ve Cevat Tahsin tarafından yapılmıştır. Diğer bir tahlil ise Kimyager Arnaki Efendi tarafından 15 Şubat 1930'da yapılmıştır(*).

Gönen Kaplıcası hakkında ilk esaslı araştırma Belediye Başkanı Hüseyin Tümer zamanında yaptırılmıştır. İstanbul’dan davet edilen üç kimyager "Gülnihal" vapuruyla Bandırma üzerinden Gönen'e gelmişlerdir. Dr. M. Kamil, Kimyager Mustafa Nevzat ve Kimyager Hulki beylerden meydana gelen heyet, kaplıcalar hakkında ayrıntılı bir çalışma yapmışlardır. Uzun bir dönem Yeşil Otel ile hizmet eden termal tesislere daha sonra Derman Otel eklenerek yükselen talebe cevap verilmiştir.

Sırası ile Yeşil ve Derman’dan sonra üçüncü otel olan Park Otel'in inşası ile birlikte, Kaplıca sularının fiziki ve kimyasal karakteri ile tıbbi yönden kontrol ve araştırmalarına yönelik olarak İ.Ü. Tıp Fakültesi ile beş yıllık bir anlaşma yapılır. Bu anlaşmaya göre kaplıcanın bütün tıbbi sorumluluğu Prof. Dr. Orhan Yenal ve ekibine verilir. 1979 yılı 28 Nisan ve 1 Mayıs tarihleri arasında Gönen Kaplıcaları'nda büyük bir panel düzenlenir. "Lokomotor Sistem ve Değişik Hastalıklarda Kaplıca Tedavisi" konulu bu panelde Gönen Kaplıcaları hakkında sekiz tebliğ sunulur. Sunulan tebliğlerde kaplıca suyunun özellikleri ve tedavisinde yararlı olduğu hastalıklar ayrıntılı olarak belirtilir.

İstanbul Tıp Fakültesi Hidroklimatoloji Kürsüsü'nün Gönen Kaplıca suyu tıbbi değerlendirilmesi şöyledir: Çok sıcak olan Gönen kaplıca suları karışık, acı maden suları grubuna girer. İki gramın üstünde total mineralizasyon ihtiva etmekte olduğu belirtilmiştir. Ayrıca içme ve banyo olmak üzere tıbbi olarak iki tarzda kullanım önerilmektedir (**).

Mustafa Özcan (29 Kasım 2015)
_______________
(**)Bilhassa içme tarzı kullanıldığı zaman karaciğer ve safra yollarıyla böbreğin fonksiyonel bazı teşevvüşlerinde kayda değer bir etki göstereceğini tahmin ettirir. Banyo tarzında kullanıldığında romatizmal sendromlar, kırık sekelleri, ameliyat sonrası devreleri de dâhil olmak üzere lokomotor sistemin ağrı ve hareket güçlüğü ile müterafık hastalıkları, ağrılı ve iltihaplı kadın hastalıklan, kalın bağırsakların ağrılı spastik iltihapları, bu meyanda zikredilebilir. Keza bu sularda kanda birikmiş olan yağ cisimciklerinin temizlendiği normal hudutlara döndürdüğü, kanın heparin yapılmışçasına sulanıp iri parçalı yağ cisimciklerinden temizlenerek hareket kabiliyetinin arttığı görülür. Şu halde kürler, damar sertliğinin kan bulgularının tashihinde, buna bağlı nörolojik ve vasküler komplikasyon sekellerinin tedavisinde ve koruyucu tababet nokta-i nazarında orta yaşlılarda bu komplikasyonları önlemek için değerlendirilebilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder