30 Aralık 2015 Çarşamba

Yeni yıl kutlaması (Mustafa Özcan, 31 Aralık 2015)


Gönen Kültür Platformu'ndaki dostlarımın 2016 Yılını candan kutlarım. 

Mustafa Özcan


“Gönen Kültür Platformu” (*) (Sedat Günay, 31 Aralık 2015)


Sn. Sedat Günay'ın kaleme alıp Gönen Postası Gazetesi'nde 16 Aralık 2015 tarihinde yayımlanan köşe yazısı aşağıdadır.

****************************************************************

“Gönen Kültür Platformu”

Sanıyorum geçen senenin Eylül ayı idi. Bir toplantıya davet edilmiştim. Toplantıda “Gönen’in her şeyi” masaya yatırılmıştı. Daha ilk anda çok ilgimi çekmişti. İçeriği Gönen’de denenmeyen yeni bir çalışma biçimi idi. Konuştuğumuz konular Gönen’in çok önemli boşluğunu dolduracaktı…. 

Bir yılı aşkın süre çalıştık. İncelemelerimiz, tespitlerimiz ile Gönen tarihine not düşüyorduk. Her hafta belirlenen günde toplanıyor, topladığımız bilgileri önce tartışıyor, doğruluğunu onaylıyor, belge varsa belgeliyor, sonra da not ediyorduk.

***
Bu işin başını çeken fikir babası: hemşerimiz olan emekli kimya yüksek mühendisi Mustafa ÖZCAN Bey idi. Kendisi Gönen’de az durmuş, okul, iş, kariyer vesilesi ile yurt dışında ve Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışmış bir aydın…

Emekli olmuş Gönen’e gelip hem annesine babasına bakıyor, hem de böyle etkinliklerle uğraşarak emekliliğini renklendiriyor.

1953 Depremi öncesi Rüstem Camii’nin bitişiğindeki hanayda (büyük ev) büyümüş. Yakın komşu imişiz. Cami‘nin karşısında da bizim evimiz vardı. 

1970’li yıllarda Gönen siyasetinin Adalet Partisi kanadında Belediye Başkan Vekili olan İbrahim ÖZCAN vardı. Malkoç Mahallesi‘ndeki ‘eski değirmen’ sahibi. Mustafa Bey O’nun oğludur. 

Bu toplantılar vesilesi ile tanıştık, eskileri yâd ettik. Dost olduk. Bandırma Kültür, Kadıköy Düşünce Platformları’nı da O kurmuş…Toplantılarımızın yön ve yöntemini, gündemini O belirliyor. 

***
Bu görevi üslenenlere “moderatör“ deniyor (Wikipedi lugatında: olay yöneticisi–yönlendirici demek). 

Adı başlıkta: “Gönen Kültür Platformu” olan bu toplantılara,
Gönen ile ilgisi, bilgisi olan, kim varsa geldi, anlattı not aldık ve İnternette Bölümler halinde yayımladık (**), yayımlıyoruz.
Bir sürü Gönen bilinmezinin karanlığını bu toplantılarla aydınlattık. 

Bu vesile ile ben de memleketim ile ilgili yeni bilgilere ulaştım: Gönen’in arkeolojik değeri nedir, Gönen’de ilk kez nasıl yerleşim başlamış, Gönen’den kimler kendi branşlarında ülkemiz çapında meşhur olmuş...

Milletvekilleri kimler olmuş, ülke çapında başarıya ulaşmış ve ünlenmiş yazarlarımız, sanatçılarımız, sporcularımız kimlermiş, Gönen’in Medresesi, avcılık, oyacılık aktiviteleri ile ilgisi gibi birçok merak edilen konuları açıklığa kavuşturan bir çalışma oldu.

***
Gönen’imiz ile ilgili bilgi edinmek isterseniz merakınızı ve bu konuda bilgili olmanızı Gönen Kültür Platformu kolaylaştırdı. Artık İnternet’e girip yukarıdaki başlığı yazın veya aşağıdaki linki tıklayarak (**) öğrenin… 
_____________
(*) Gönen Postası Gazetesinin 16 Aralık 2015 tarihli nüshasında yayımlanmıştır.




28 Aralık 2015 Pazartesi

Adı Çıkmış Bir Tebaa, Görünmez Vatandaşlar Kuzeybatı Anadolu’da Türk Milli Hareketine Karşı Kuzey Kafkasyalı Direnişi 1919-23 (Bölüm 1) (*)

Adı Çıkmış Bir Tebaa, Görünmez Vatandaşlar Kuzeybatı Anadolu’da Türk Milli Hareketine Karşı Kuzey Kafkasyalı Direnişi 1919-23

Yazan: Ryan Gingeras



Günümüz İstanbulluları için, Marmara Denizi’ni aşarak güneye yapılacak bir seyahatin korkutucu bir yönü olmadığı gibi pek bir özelliği de yoktur. Güney kıyısı genellikle, liman kentleri Yalova ya da Çanakkale’de dinlenmek ya da gezi yapmak isteyenler için günübirlik bir seyahat noktasıdır. Güney Marmara Kıyıları aynı zamanda daha ılıman ve rahat iklimli güneyde yer alan Kuşadası ve Foça gibi tatil beldelerine giden  yolcular için bir mola noktasıdır.  Bölge, Kürt gerillalardan oluşan bir direnişin can almaya devam ettiği Van, Diyarbakır ya da Mardin gibi Doğu Anadolu’nun en uç bölgeleriyle büyük bir tezatlık oluşturmaktadır.

Fakat Marmara’nın güney kıyısında bulunan bölgelerin sükûnet ve istikrarı her zaman bu kadar garanti altında değildi. Çok uzak olmayan bir geçmişte Türk Kurtuluş Savaşı’nda; bugünün eski askeri karargâh şehri Çanakkale’den, İzmit ve Adapazarı’nın sanayi bölgeleri ve gecekondularına kadar uzanan bu kıyı şeridi, acı bir toplumlar arası mücadeleye sahne olmuştu. 1919 ve 1923 yılları arasında bölgesel çete ve milisler, Güney Marmara il ve köylerinin sadakatiyle şiddetli bir çatışmaya girdiler (1).

Bu mücadele aynı zamanda, Anadolu’nun akıbeti üzerindeki en büyük anlaşmazlığa, yani Mustafa Kemal komutasındaki Kuva-yı Milliye’yi, padişah yanlısı İstanbul hükümeti ve İngiliz ve Yunan profesyonel askerleriyle karşı karşıya bırakan bir anlaşmazlığa ayna tutacak nitelikteydi. Savaşın bitimine yakın, Kuva-yi Milliyeciler’in bitkin olduğu bir vakitte, bölgenin ileri gelenleri arasında Güney Marmara’da ayrılıkçı bir bölgeye dair planlar dolaşmaya başladı. Mustafa Kemal’in İzmir’e girişine müteakiben, Yunan ordusuna karşı Sakarya Nehri boyunca yürütülen büyük çaplı bir Kuva-yi Millliyeci karşı atak bu planları sona erdirdi ve Güney Marmara bölgesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin ayrılmaz ve güvenli bir parçası olduğunu kesinleştirdi (2).

Milliyetçilik, toplumlar arası şiddet ve ayrılıkçılık Osmanlı ve Türk tarihçiliğinin içine işlemiş konulardır. Fakat Anadolu’yu baz alırsak, bu konular hakkında yapılan herhangi bir tartışma, büyük oranda “olağan şüpheliler” olarak seçilmiş bir grupla sınırlandırılmış durumdadır. İhanet suçu; çoğu zaman Doğu Anadolu’daki milliyetçi direnişler, Yunan işgali ya da İtilaf Devletleri’nin kaybedilen toprakları geri alma planlarıyla ilişkilendirilen Ermeniler ve Anadolu Yunanlarına (Rum) isnat ediliyordu (3). Son yıllarda Kürtler ve Kürt milliyetçiliği  bölgedeki (yine özellikle Doğu Anadolu bölgesinde) şiddetin, reaksiyoner siyasetin ve ayrılıkçılığın kaynağı olarak daha fazla göze batmaktadır (4).

Fakat Kurtuluş Savaşı sırasında Güney Marmara’daki şiddet ve ayrılıkçılığı başlatan bu gruplardan hiçbiri değildi. Ayrıca Kuzeybatı Anadolu’nun bu bölgesindeki Kuva-yi Milliye Hareketi’ne karşı gerçekleşen isyan, Türkiye Cumhuriyeti tarihçilerinin ve yöneticilerininin tüm bu toplulukları vatan haini olarak yaftalamasına neden olmadı. Bunun yerine, bölgedeki toplumlar arası şiddet ve ayrılıkçılık, çağımız Türkiye’sinin kolektif tarih hafızasından silinmiş gibi görünmektedir.

Bu makalede Güney Marmara’daki bu kısa ayrılıkçı hareketin nedenleri ve birincil sonuçları incelenecektir (5). Bu yazının odak noktası 19. yüzyılın ortalarından beri Anadolu’nun bu bölgesinde yaşayan Kuzey Kafkasya diasporasının yaşadığı değişimdir. Ermeni ve Yunanlardan farklı olarak, Güney Marmara’daki Kuzey Kafkasyalıların büyük bir kısmı Sünni Müslüman’dır. Daha çarpıcı olan ise, Kuzey Kafkasyalıların (halk dilinde Çerkesler olarak bilinirler) tarihi olarak Osmanlı seçkinlerinin en yüksek rütbeli ve etkili üyeleri arasında sayılmasıdır (6). Fakat 1919 yılında Türk Kurtuluş Savaşı’nın patlak vermesiyle beraber Güney Marmara’daki binlerce Kuzey Kafkasyalı, Mustafa Kemal’in Kuva-yi Milliye Kuvvetleri’ne karşı açık isyanla silaha sarıldılar. 1921 yılında, şu anki Bursa, Çanakkale, Kocaeli, Sakarya ve Balıkesir şehirlerinin Çerkez seçkinleri Woodrow Wilson’un On Dört Prensibi’ne dayanarak bölgede bir Yunan-Çerkez devleti kurulması için Avrupa’ya başvurmak amacıyla toplandılar.

Bu makale iki soruya yanıt bulmayı amaçlamaktadır. Birincisi, Anadolu’nun kıyısındaki Çerkezler Osmanlı sonrası devlete neden bu kadar sert şekilde sırt çevirdiler ve neden Yunan işgaline ve Batı müdahalesi ihtimaline sarıldılar? İkincisi, böylesi bir hareketin tarihsel ve güncel önemi nedir?

(*) Devam edecek

11 Aralık 2015 Cuma

Belediye Başkanları -III- (Abdurrahman Kural, 11 Aralık 2015)


Belediye Başkanları  -III-


Hayati KÖSE(1956-    )

1956 yılında Alaattin Köyünde doğdu. Eğitimini Gönen’de tamamladı.
1994 yılında Doğru Yol Partisinden belediye başkanı seçildi. İki dönem Gönen Belediye Başkanlığı yaptı.
2004 yılında DYP’den, 2009 yılında DP’den, 2013 yılında CHP’den Belediye Başkanlığı’na aday oldu, kaybetti.
2007yılında DP’den milletvekili adayı oldu ve kaybetti.
Halen politikaya devam etmektedir.

Hüseyin YAKAR(1973-     )

1973’te doğdu. İlk-orta ve lise eğitimini Gönen’de aldı. 1994 yılında Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Bölümünden, 1996 yılında Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünden mezun oldu.
2004 yılında AK Parti’den belediye başkanı seçildi. Gönen’de ilk olarak üç dönem arka arkaya başkan seçilen tek belediye başkanıdır. Halen Belediye başkanlığı devam etmektedir.

Şu anki kullanılan belediye binasını yaptırdı. Çevre yolları yaptırarak Gönen’in trafik problemini çözdü. Kapalı Pazar Yerini bitirdi. Kapalı Hayvan Pazarını yaptırdı.

Hedefi; Gönen Çayını ıslah etmek, tabakhaneleri Organize Sanayi Bölgesine taşıyarak yerine turistik oteller, alanlar, alışveriş merkezleri yaptırmak.

Abdurrahman Kural (11 Aralık 2015)