14 Eylül 2014 Pazar

Gönen: Yerel Demografik Tarih Bağlamında Bir Karye’nin Kente Dönüşümüne Kısa Bir Bakış ve Yeni Büyükşehirleşme Olgusu (Mustafa Özcan, 13 Eylül 2014)



Gönen: Yerel Demografik Tarih Bağlamında Bir Karye’nin Kente Dönüşümüne Kısa Bir Bakış ve Yeni Büyükşehirleşme Olgusu

Yerel tarih bağlamında, Gönen (Balıkesir) İlçesi ve Çevresi ile ilgili demografik-urbanistik araştırmalar için elde mevcut tarih, coğrafya, etnoğrafya, antropoloji, sosyoloji gibi insan ve sosyal bilim kökenli bilimsel belge ve bilgiler arandığında bulmak yönünden önemli zorlukların olduğu hemen fark edilir. Buna karşın, Gönen ve Çevresi’ni farklı bakışlarla çeşitli yönlerden ele alan pek çok yerel tarih araştırmasının yapılmış, pek çok pratisyen ve akademisyen yazarın konuya katkıda bulunmuş olduğunu görmek olanaklıdır. Diğer bir deyişle Kent’in tarihi, coğrafyası, sosyal yaşamı, nüfus hareketleri, mülki ve idari yapısı, ekonomisi, bayındırlığı gibi konulara çeşitlenmiş olarak farklı bakış açıları ile değinen anlatılı yazılara kolayca rastlanmak mümkündür.

Bu çelişkinin nedeninin, bu bilgilerin önemli bir bölümünün bilimsel temelli belge-bilgi standartları bakımından yeterli düzeyde olmamalarından ileri geldiğini söylemek yanlış olmasa gerekir. Ancak,konuya yönelik tarihsel nitelikli belge ve bilgilerin tespit, tetkik ve tahlili işlerinde ortaya çıkacak iyileştirmelerle bu olumsuz durumun zamanla ortadan kalkacağı söylenebilir. 

Adlarına mezra, köy, kasaba, kaza, şehir denerek ifade edilen yerleşim birimi şeklindeki iskân yerleri, belirtilen sıraya göre tarih içinde MÖ 10 Bin yılından başlayıp Üçbin’e kadar olan yedi bin yıllık dönemde başta Ortadoğu’nun Mümbit Hilali olmak üzere dünyanın pek çok coğrafyasında ortaya çıkmıştır. Bu coğrafyalardan biri de şüphesiz ki Türkiye’dir. Nitekim bazısı harabe olup artık yaşanmayan arkeolojik sit alanı şeklinde, diğer bazıları ise Anadolu’da halen yaşanan yerler olmak üzere pek çok örneğine rastlamak olanaklı olan bu iskân yerlerinin en eskilerinden biri şüphesiz Kadıköy Fikirtepedir. Burası belki de MÖ Yedibin’de Kuzey yarıkürenin en kuzeyinde yerleşim birimi mahiyeti ile iskânı yapılan ilk yer olmuştur.

Gönen, bu denli eski bir yerleşim yeri olmamakla birlikte Milat öncesinin Üçüncü Yüzyıl’ının üçüncü çeyreğinde Makedon İmparatoru İskender’in askerleri tarafından yörede bulunan kaynar sıcak su nedeni ile bir yerleşke yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Nitekim Gönen, Helenistik dönemde söz konusu termal özelliğinden dolayı Thermia adıyla iskânı kalıcı hale gelen bir yere dönüşmüştür. Böylece başlayan gelişmeler sonucunda Artemea adıyla Romalı ve Bizanslılar döneminde hem şifalı bir kaplıca mahalli hem de avcılık için bir saha olarak iyice ünlenmiş bir köy, bir karye haline gelmiştir.

Ancak Gönen’in köyden kasabaya yükselişinin Osmanlı Sultanı I. Murat Hüdavendigar’ın burayı fethiyle başladığı genel olarak kabul gören bir husustur. Bunun kanıtı olarak da Osmanlı’dan önceki dönemin sakinleri olan gayr-i müslim azınlıkların nüfustaki oranının 1334’ten sonraki Türkleşme dönemi sonrasında yedide bir çevresinde kalmaya devam etmiş olmasıdır. Diğer bir deyişle azınlıkların önceki bin yıllık dönemde sadece bir mahalle veya köy oluşturacak bir nüfusa sahip oldukları anlaşılmaktadır.

Sonraki dönemde Osmanlı iskân siyaseti doğrultusunda kasaba kimliğinden hızla kaza kimliğine bürünen Gönen’in kırsal nüfusu da zamanla artarak kaza merkezi’nin altı-yedi katına ulaşmıştır. Bu artışta, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim dönemi yerleşmeleri ve 19. Yüzyıl’da Balkanlar ve Kafkaslar’dan gelen muhacırların ağırlığı büyüktür.

Cumhuriyet ilanı sonrasındaki mübadele ve 20. Yüzyıl ikinci yarısındaki Anadolu’da ortaya çıkan Batıya göç ve kentleşme olgusu şeklindeki gelişmelerle de  2000’lere doğru Gönen artık bir kent kimliğine sahiptir denebilir.

21. Yüzyıl’ın ilk on yılı ise yüzlerce yıldan beri gelen yaklaşık olarak sabit kalmış kır-kent kompozisyonunda önemli ve hızlı bir değişime uğradığı yıllar olmuştur. Türkiye nüfusuna göre yüzde biri olan İlçe toplam nüfusunun yakın zamana kadar yaklaşık olarak sabit kalmış kır-kent kompozisyonu bu dönemde hızla eşitlenmiş, ardından da 2014 yılında kent lehine döndüğü bir sırada Balıkesir’in Büyükşehir yapılması ile birlikte köylerin anakente bağlanarak mahalleye dönüşmesi sonucunda istatistiki olarak kırsal alan kavramı son bulmuştur.

Balıkesir’in arazi yönüyle Ülke’nin sayılı büyük illerinden biri olması nedeni kırsal alan nüfusu istatistikî olarak sıfırlanmış gözükse bile bu özelliğini fiilien hala koruduğu bir gerçektir. Bu bakımdan Balıkesir’in en fazla köye (mahalle) sahip ilçesi olması nedeni ile Gönen’in uygulamaya konan yeni büyükşehirleşme düzeni içinde önemli sıkıntılarla karşılaşacağına kesin gözle bakılmalıdır.

Demografi idaresi yönüyle ortaya çıkmış olan bu düzenleme kapsamında önemli bir örnek oluşturan söz konusu olgunun dikkatlice ele alınrak yönetilmesi gerektiği bellidir. 
İskan ve demografik idaresi konusunda bin yıllara varan Osmanlı-Cumhuriyet geleneğin temsilcileri olarak Anadolu’nun bu yeni sorununa çağdaş dünya anlayışı çerçevesinde çözüm bulmak tüm ilgili tarafların sorumluluğu olmalıdır diyorum.    

Mustafa Özcan (13 Eylül 2014)


  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder