Avcılıkta Güney Marmara ve Gönen’in Yeri
Avcılık insanoğlunun
geçmişinde yaşamını sürdürebilmesi için yürüttüğü en eski iki etkinlikten genellikle erkekler tarafından yapılanıdır. Avcılığın, onun ilk aracı
olduğu kabul edilen el baltası kadar
eskiye dayandığı varsayılırsa, homo habilis
diye adlandırılan ilk alet kullanıcısı bir
insan türü tarafından iki milyon yıldan daha eski bir zaman
öncesinde başlatılmış olduğu söylenebilir.
Diğer en başta gelen yaşamsal
etkinliğinse genelde kadınlarca
yapıldığı düşünülen toplayıcılık
olduğu antropoloji biliminin temel
bir önermesidir. Avcılık gibi yaşamsal-geçimsel bir etkinlik olan toplayıcılık araç kullanmayı
gerektirmemesinden dolayıdır ki avcılıktan daha eskiye dayanan bir uğraştır. Bu
bakımdan toplayıcılığın primatlar
ile başladığı bilindiğine göre bu durumda insan
türlerinin hepsinde gelişmiş düzeyde bir toplayıcılık etkinliğinin
varlığından da söz edilebilir.
Avcılığın antropolojik bakış ile bu genel
tanıtımının ardından tarihsel boyutuna
geçilirse Afrika kökenli olan bu
yaşamsal etkinliğin oradan çıkışla dünya
coğrafyasında ilk olarak Ortadoğu’ya
geçmiş olabileceğini rahatça söyleyebiliriz. Ortadoğu coğrafyasında
ise, bölgede özellikle dağ yüzey şekli
ve iklimine sahip olması nedeni ile avcılık bölgesi olarak Anadolu’nun bu etkinlik için son derece
elverişli bir durum sunduğu bilinmektedir. İstanbul
Yarımurgaz Paleolitik Mağarasında fosilleşmiş olarak bulunan pek
çok çeşit vahşi hayvan kemiğinin bunun için bir kanıt olduğu açıktır.
Tarımın başlaması ile
ortaya çıkan Neolitik devrim ve bunun genel bir sonucu olan kırsal yerleşimin ilk örneklerini veren
Anadolu topraklarında avcılığın da tüm yoğunluğu ile tarih sahnesinde
yer etmeye devam ettiğini söylemek yanlış bir değerlendirme olmaz.
Öte yandan türlerine göre avcılıkta en verimli olan ortamlar arandığında balıkçılığın yavaş akan akarsular ve derin kıyılı denizlerde,
kuş avcılığının sığ sulu sulak alanlarda, kara hayvanı avcılığının ise florası
zengin dağ-ova geçişlerinde yapılmasının
gerekli olduğu görülür.
Tüm bu avlanma türleri ve özellikleri topluca kedinde barındırması yönü
ile bir avlanma bölgesi arandığındaysa
Güney Marmara’nın bunun için eşsiz bir konum sunduğunu anlamak zor
değildir. Ve hemen görülür ki, bu bölge gerçektende tarihin çeşitli
dönemlerinde her tür avcılık ve balıkçılık için ideal bir alan olarak ilgi
çekmiştir. Bandırma’nın
palamutçuluğu, artık tarih olmuş Biga Yeniçiftlik’in
yılanbalıkçılığı ile Tahirova’nın
yaban ördekçiliği ve Kapıdağ’ın yaban
domuzculuğu ünü bilinen avcılık çeşitleri olarak ilk akla hemen gelenlerdendir.
Gönen’in kara hayvanı avcılığı bakımından ünü
tarihin en eski dönemlerine kadar uzanır. Bizans
İmparatorları bölgeyi hem termal su
kürleri yönü, hem de avlanma alanı
olarak benimseyip kullanmışlardır, Bu durum Osmanlı döneminde de sürmüştür. Cumhuriyet döneminde ise artık giderekten azalmış olan yaban
yaşamını korumak için Avcılık ve
Atıcılık Kulübü Dernekleri kurulması yurt çapında teşvik edilmiştir. Bu
kapsamda da 1946’yılında Gönen’de de kurulmuş olan dernek ile yöredeki
avlanma ve silah bulundurma konusu bir bakıma denetim altına alınarak faaliyet
düzenli bir hale getirilmek istenmiştir.
Gönen'in kurtuluşu (6 Eylül) günü; 1950'lerde Avcılar Kulübü mensupları tarafından Karaman Kahvesi önünde çektirilmiş resimdir.
Mustafa Özcan (9 Şubat 2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder