Bu ve bir sonraki
denemede daha öncekilerden biraz farklı olarak tarihin paradigmalarını tabandan yukarıya gitmek şeklinde bir arayış olarak beşerî kaynakların özelliklerinde
bulmaya çalışacağım. Dizinin öncekilerinde olduğu gibi şimdi de ipuçları bulmak
için konuyu Osmanlı ile Batı Avrupa’nın yeni bir
karşılaştırması mahiyeti ile ilgili toplumların sosyo-kültürel
özgünlükleri bağlamında Anadolu ve Batı insanının sosyal davranış
tipolojilerindeki farklılıklarını kategorik düzlemde incelemeyi deneyeceğim. Ayrıca
konuyu diyakronik olarak
irdeleyerek böylece bütünsel (holistik) yaklaşım sağlamış olmakla da
daha bilimsel olmayı
umut ediyorum.
Farklı insan gruplarının davranışları, zaman/mekânın diyakronik parametresi bağlamında,
diğer bir deyişle, tarih ve coğrafyayı temsilen zaman/mekân ikicil değişkeni bağlamında kronolojik akış ile
karşılaştırmalı olarak incelenmesi yeni
bir tarz olarak ortaya çıkmış bir tarihyazım yaklaşımıdır. Tarihyazımı, yöntemin sanatsala
mı, yoksa bilimsele mi daha
yakın olduğuna göre akademik camiada historiografi veya historioloji (metahistorigrafi) olarak adlandırılır (1).
***
Bu gibi sosyal tarih
araştırmalarında en verimli tarihi belge kaynağı olarak halen özgün bir yazın türü
haline gelmiş olan gezgin (seyyah) anısı izlenimleri kabul
görmektedir. Tarihte
gezginler olarak tanınan kişilerin geçmiş zamanlarda yapmış olduğu dış ülke gezileri esnasındaki
gözlemlerinden oluşan bu tür anılar seyahat edebiyatı olarak adlandırılmaktadır. Böylece
oluşmuş gezi yazınının
sonuçta pek çok tarihsel-sosyal
inceleme ye konu olmuş olması da bunların ne denli verimli kaynak
belgeler olduğunu kanıtlamaktadır.
Yazıya dökülmüş olsun
veya olmasın bu gezilerin amaçları ağırlıklı olarak, İlkçağ’ da Thales ve öğrencisi Pisagor için bilimsel bilgi , Ortaçağ ’da Marko Polo için ülkesel ve teknik bilgi iken, Yeniçağ ile birlikte doğal kaynak sömürüsü ne
yönelmiş Batı Avrupalı fatihler içinse kolonizasyondur. Ve böylece bu hedef ile artık geziler edebiyat olmaktan çıkıp coğrafi
keşiflere dönüşmüştür.
Sonuç olarak, tarihin
derinliklerinden beri süre gelen inceleme gezisi olgusunun, yerküresel bütünleşme sürecinin, yani bugünkü ekonomi ve iletişime yönelmiş olan halinin
tanımı ile küreselleşme diye
adlandırılmaktadır. Bu şekli ile de gezi olgusunun, küreselleşmenin kökenindeki
çığır açan, öteki bir deyişle de seminal etmen olan husus
olduğunu belirmekte yarar vardır.
***
Burada, bu
doğrultudaki gezi yazınında
incelenmek istenen insan
davranışları olduğundan, anlatı metninden beklenen şey, ev sahibi ülke insanının konuk gezgin insan ile
karşı karşıya geldiğinde iki farklı anlayışı açığa vuran diyalektik çelişkili insani davranışlara dair gözlemlere sahip olmasıdır.
Ancak bu nitelikteki
bir örnek-olay (vak’a) incelemesi durumunda olması gereken şey belge kaynağındaki gezgin anlatısının, yeterince eski bir geçmiş zamana ait ve temasının da ziyaret edilen
ülkedeki insan topluluğunun davranış özelliklerini temsile sahip olmasıdır. Bir saptama
olarak ifade etmek gerekirse, burada sosyal davranışlara zemin oluşturan anlayışların karşılaştırılması söz konusu olduğundan ilgili
yazının zamanda en az yüz yılı
bulan bir geçmişe
sahip olması kabulü uygun bir ölçüt olacaktır.
***
Şimdi burada, konunun
incelenme bakımından yeterliliği içinse insan davranışları boyutunda diğer önemli bir yanı olan özgünlük hususunun da mercek altına almadan karşılaştırma yapmaya geçmemek gerekir
diye düşünüyorum.
İnsan davranışları konusunun bilimsel ıra kazanması sürecinde
bir yüz yıla varan geçmişine bakıldığında bilimler içinde ilk aşamada sosyal psikolojinin müfredatı olarak
yer aldığı görülür. Sonraları kişilik
psikoloji adı altında ayrı bir disiplin haline gelip ve ardından
da sosyal kimlik boyutu konusunun
ele alınması ile insan davranışları
dalı olması, şimdilerdeyse en genel yanıyla etolojinin üst kimliği altında çoklu bir disiplin olarak
görülmesi konunun değişim ve gelişim hızını göstermektedir. Bu durumun nedeni
olarak ise, primat davranışı araştırmalarının insan davranışlarının açıklanmasına “Makyavelyan Anlık ” gibi konular ile sağladığı bulgular ile
yaptığı olağan üstü katkılar gösterilebilir (2).
Kaynaklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder